Advertisement
 Translation for 'bagaj' from Turkish to English
NOUN   bagaj | bagajlar | bagajın
bagaj {noun}baggage
bagaj {noun}luggage
unverified Bagaj {noun}trunk [Am.]
3 translations
To translate another word just start typing!

Translation for 'bagaj' from Turkish to English

Advertisement
bagaj {noun}
baggage

luggage
Bagaj {noun}
unverified trunk [Am.]
Usage Examples Turkish
  • Tipik bir motosiklet sepeti, bir yolcu için koltuk ve arkada bir iç bagaj içerir.
  • Tavanın üzerine eşyalar taşımak için bazen tavan üstü bagaj taşıyıcısı vurulur.
  • Bagaj arabaları havaalanlarında, büyük otobüs istasyonularında, oteller veya bagaj taşımak için tren istasyonularında bulunur ve ücretsiz olabilir.
  • Her iki koltuk çiftinin üzerine bagaj rafları dahil edildi.
  • Terminalde 25 köprü, gidiş katında dört, geliş katında toplam yedi bagaj bantı bulunmaktadır.

  • İnşaat süresince hangar benzeri bir yapı, havaalanında temel hizmetlerin (bagaj atlıkarınca) yanı sıra duty-free mağazası, kitapçı / hediyelik eşya dükkânıyla hizmet verdi.
  • 1939 yılında, zamanının çok ilerisinde olan iki parçalı bagaj kapısı ile "Commerciale" adlı hatchback model de üretilmiştir.
  • Elite ve Elite Plus Kart sahibi üyeler Star Alliance üyesi diğer havayolları uçuşlarında rezervasyon yedek listesinde, havaalanı yedek listesinde, bagaj teslimatında ve uçağa girişte öncelik, 20 kg.
  • 787'de uçağın iç yapısı tamamen değiştirilirken, yolculara daha geniş oturma alanları sağlandı, bagaj kabinleri büyütüldü, pilot ve hosteslerin dinlenmeleri için de bagaj bölümünün üzerinde yerler oluşturuldu.
  • 1998 modelli 1993 - 1997 modellerine göre tamamen yenilenmişti ve krom ızgara, kapı kolları, tampon süslemesi ve krom süslemeli siyah bir bagaj bandına sahipti.

  • SCC, Volvo P1800ES'in bagaj tasarımını ve Volvo 480ES'in bagaj camı tasarımını içeriyor.
  • Araba gövde yapılandırması, genellikle, paylaşılabilen veya ayrı ayrı eklemlenebilen motor, yolcu ve bagaj bölmelerinin düzeniyle belirlenir.
  • Kazanın ardından İlyuşin İl-18'in tasarımı, kabindeki kişilerin gerektiğinde ikinci bagaj bölmesine girilebilmesini sağlayacak şekilde değiştirildi.
  • Arabanın uzun kabinli "Pullman-Limousine" versiyonu yoktu ve W143'ün bir özelliği olan geniş, dış arkaya monte edilmiş bagaj rafları W153'te tekrarlanmadı.
  • Koltuklar söküldüğünde düz zeminli bagaj alanı oluşur; bu, o zamanki SEAT araçları için eşsiz bir özellikti.

  • nesil Golf'te; selefine kıyasla süspansiyon revizyonları, şasi ayarlamaları ve aracın boyutlarında ufak bir artış olmasına neden olmuş bagaj hacmi arttırımı yapılmıştır.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!