Werbung
 Übersetzung für 'cana yakın' von Türkisch nach Deutsch
cana yakın {adj}umgänglich
Teiltreffer
yakın {adv}nahe
7
yakın {adj}nah
43
yakın {adj}vertraut
yakın {adj}nahestehend
yakın zamanda {adv}in absehbarer Zeit
yakın geçmişte {adv}unlängst
deyim
yakın zamanda {adv}
in nächster Zeit
doğurması yakın olan hamile kadınhochschwangere Frau {f}
9 Übersetzungen
Neue Wörterbuch-Abfrage: Einfach jetzt tippen!

Anwendungsbeispiele Türkisch
  • Görüntüsünün aksine yumuşak huylu, sahibine bağlı ve cana yakın bir türdür.
  • Lee Gyu Won prestijli bir ailede doğmuş, cana yakın ve zeki bir kızdır.
  • Bu afişlerde yaşlı ve cana yakın bir adam görünümündeki kurucu J.M.
  • Google Roboto'nun modern, cana yakın ve duygusal bir yazı tipi olduğunu açıkladı.
  • Bir gün Mitya (Oleg Menshikov) adında yakışıklı, cana yakın bir genç adam çıkagelir.

  • Şarkıda bazı 'Kurtvari" şeyler yapmama rağmen şimdiye kadar filmde olan ya da performansa dökülen sahneler arasında muhtemelen en dürüst ve cana yakın sahnelerden biri oldu.
  • Melda’nın mantıklı ve biraz da katı mizacının aksine Eda son derece duygusal ve cana yakın bir kızdır.
  • Damien çok zeki, cana yakın ve gururlu bir gaydir.
  • Maceralarda büyük patronlar önce cana yakın ve dost yanlısı olarak tanıtılır, daha sonra kirli işleri ortaya çıkar.
  • Durga cana yakın, güzel ve hayat dolu bir kız çocuğudur.

  • Anderson sesi ve yorumlama gücü kadar, Siyahların yararına çalışmaları ve cana yakın kişiliğiyle de övgü topladı.
  • Kolayca evcilleştirilmesine rağmen, benekli sırtlanların esaret altında tutulmaları son derece zordur Kruuk, Solomon'un arkadaşlığını o kadar cana yakın buldu ki, onu tutabilirdi, ama Solomon "turist salonunun barındaki peynirlere ve parkın baş bakıcısının kahvaltı masasındaki pastırmalara" karşı doyumsuz bir tada sahipti ve hiçbir kapı onu engelleyemezdi, bu yüzden Solomon günlerini Edinburgh Hayvanat Bahçesi'nde geçirmek zorunda kaldı.
  • Cana yakın, sahibine bağlı, atılgan ve çeviktir.
  • Eğitimine bağlı olarak oldukça sadık, cana yakın veya saldırgan olabildiği görüşü de bulunmaktadır.
  • ya göre Numerian hatırı sayılır bir edebî donanıma sahip, cana yakın bir insan, büyük bir hatip ve şairdi.

  • Somerhalder, The CW kanalında yayınlanan genç drama dizisi "The Vampire Diariesde tehlikeli, akıllı, cana yakın ve erkek kardeşinin kız arkadaşı, Salvatore kardeşlerin eski aşklarının görsel ikizi Elena Gilbert'a aşık vampir Damon Salvatore'u canlandırmıştır.
  • Oldukça cana yakın ve samimi bir insandır. Nataşa’yı sevmektedir, fakat Nataşa ona yüz vermeyince vazgeçer.
  • Oldukça cana yakın bir çocuk olan Antonio, gelecekte büyük bir insan olmanın hayallerini kurdu.
  • İlerleyen yıllarda İdris Baba artık o hızlı yıllarından daha cana yakın fakat oğullarına karşı mesafesini koruyan bir baba rolündedir karşımızda.
  • Dizinin bitiminden sonra çeşitli korku filmlerinde ve çeşitli türde dizilerde konuk oyuncu olarak yer alan Karlen 1982'de yayından kaldırılana kadar 124 bölümde 1986'da kendisine Emmy Ödülü getiren polisiye dizisi "Cagney & Lacey" 'de dedektif Mary Beth Lacey karakterine hayat veren dizinin başrol oyuncularından Tyne Daly'nin cana yakın kocası Harvey Lacey karakterini başarıyla canlandırmıştır.

    Werbung
    © dict.cc Turkish-German dictionary 2024
    Enthält Übersetzungen von der TU Chemnitz sowie aus Mr Honey's Business Dictionary (nur Englisch/Deutsch).
    Links auf das Wörterbuch oder auch auf einzelne Übersetzungen sind immer herzlich willkommen!