Advertisement
 Translation for 'ahkam' from Turkish to English
ahkam {adj}stupid
1 translation
To translate another word just start typing!

Translation for 'ahkam' from Turkish to English

ahkam {adj}
stupid
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • Dekorasyonu ile klasik Osmanlı sanatının en yüksek noktasını temsil edebilecek özelliklere sahip olan Bağdat köşkünde kullanılan çinilerin, o döneme ait ahkam defterleri eksik olduğundan nerede yaptırıldığı saptanamamıştır.
  • Yine Meclisin görevleri arasında yer alan “ahkam-ı şer’iyenin tenfizi” (şeri hükümlerin yerine getirilmesi) hükmü anayasadan çıkarılmıştır.
  • Enes'in, ahkam hadislerini topladığı hadis kitabıdır.
  • Ancak ahkam ayetlerine önem verilmiştir. Gerçekten Kurtubi mukaddimede verdiği bu esaslara uymuş ve rivayet ağırlıklı, son derece faydalı bir tefsir ortaya koymuştur.
  • Günümüzde Fazlur Rahman Malik, Mustafa Öztürk ve benzer görüşe sahip ilahiyatçılar Kur'an'ın bir din kitabı olmasından hareketle ayetlerin dinin aslından olan iman, ibadet ve ahlak bakımından değerlendirilebileceğini, ahkam ile ilgili ayetlerin değişken töresel ve dönemsel (tarihselcilik) özellikler taşıdığı gerekçesiyle aynen uygulanmasının şekilci ve literalist yaklaşımın bir sonucu olduğu görüşlerini ileri sürmekte ve geleneksel şeriat uygulamalarına karşı çıkmaktadırlar.

  • 1868’de yeni kurulan ve temyiz mahkemesi görevi yapacak olan “"Divan-ı Ahkam-ı Adliye"”'ye başkan tayin edildi.
  • Sadrazamlığı döneminde padişahın Mısır seyahatine çıkmasını sağlaması devrinin önemli olaylarındandır. Mısır’ın Osmanlı Devleti’ne bağlılığını arttırmaya amaçlayan bu seyahate Fuat Paşa ile birlikte çıkan Abdülaziz, dönüşünde onu sadrazamlığa getirmiş, Yusuf Kamil Paşa ise tekrar Meclis-i Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirilmiştir.
  • 1860 yılında çıkan Suriye ve Lübnan isyanını bastırmakla görevlendirilerek Şam valiliğine atandı. Bu görevinde eski Şam valisi ve Arabistan Ordusu müşiri Ahmed Paşa ile Şam eşrafından birçok kişiyi idam ettirdi. Bu olaydan sonra "Ben ömrümde bir tavuk kesmemiş ve bir kuş vurmamış iken cenabı hak bakınız nelere alet etti" diyerek üzüntüsünü belirttiği rivayet edilir. Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye ile Meclis-i Âlî-i Tanzîmat gibi iki reform meclisinin mevcudiyeti bazı sıkıntı ve kargaşalara sebep olduğu için 15 Temmuz 1861’de yapılan bir düzenlemeyle iki meclis Meclis-i Ahkâm-ı Adliyye adıyla birleştirildi. Mülkiye, Muhâkemât ve Kavânîn ile Nizâmât daireleri olmak üzere üç kısımdan oluşan yeni meclisin başkanlığına Keçecizade Fuat Paşa getirildi.
  • 1839 yılında Osmanlı Devleti'nin Tahran fevkalade murahhas büyükelçisi oldu. 1871'e Sayda Eyaleti deftardarı olarak atandı ama sağlık nedeni ile istifa edip bu göreve gitmedi. Aynı yıl Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) üyesi yapıldı. Haziran 1841-Aralık 1841 tarihleri arasında Ticaret Nazırlığı yapıldı. Sonra Ocak 1842-Mayıs 1843 tarihleri arasında da Hariciye Nazırlığı yaptı. Bu görevini Kasım 1844-Kasım 1845 tarihleri arasında yaptığı Londra büyükelçiliği takıp etti. Aralık 1845-Temmuz 1846 tarihleri arasında ise Ticaret Nazırı olarak atandı. Şubat 1847-Şubat 1848 tarihleri arasında Maliye Nazırlığında bulundu. Şubat-Nisan 1848 tarihleri arasında Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye reisliği yaptı.
  • Fakat Koca Hüsrev Paşa çok geçmeden tekrar devlet idaresine girdi. Kendine şeyh-ül vüzera unvanı verildi. 1838'de Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye reisliğine tayin edildi.

  • 1868 yılına kadar yoğun bir şekilde faaliyetlerini sürdüren Meclis-i Ahkâm-ı Adliyye, Abdülaziz döneminde 6 Mart 1868’de çıkan bir iradeyle Şûrâ-yı Devlet ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye olmak üzere ikiye ayrıldı. Kanun ve nizamnâmeler yapmakla görevli Şûrâ-yı Devlet’in başkanlığına Midhat Paşa, yüksek bir temyiz mahkemesi olarak görev yapacak olan Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye’nin başkanlığına da Ahmed Cevdet Paşa getirilmiştir. Bu düzenlemeyle yasama ve yargı birbirinden ayrıldığı gibi meclis de fiilî hayatını tamamlamış oldu. Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar varlığını devam ettiren bu iki kurumdan Şûrâ-yı Devlet Danıştay’ın ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye Yargıtay’ın temelini oluşturmuştur.
  • 1742-1759 tarihli 1 Numaralı Trabzon Ahkâm Defteri ve 1759-1796 tarihli 2 Numaralı Trabzon Ahkâm Defteri’ne göre de Kürtün (Kürtün namıdiğer Tirebolu kasabası) yine Trabzon sancağının bir kazası statüsündedir. Ancak 1761 tarihli bir hükümlerde Kürtün’ün Trabzon Sancağı'nda yer alan Gümüşhane kazasına bağlı olduğunu görülmektedir. Bu dönemlerde Kürtün (namıdiğer Tirebolu) ekonomik şartlar gereği Gümüşhane’nin denizle irtibatının sağlanması amacıyla idarî yönden Gümüşhane sancağına bağlandığı tahmin edilmektedir.
  • Padişah II. Mahmut döneminde devlet yapısında yapılan köklü reformların bir parçası olarak adalet işlerini yürütmek üzere 1837 yılında Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye adında bir kurum kuruldu. Daha sonra 1867 yılında bu kurum ikiye ayrılarak Şura-yı Devlet ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye adı altında iki kurum oluşturuldu. Bu kurumlardan Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye, 1878 yılında Adliye Nezâreti'ne dönüştürüldü. Adalet Nazırı, yeni kurulmuş olan Hey'et-i Vükelâ'nın "(Vekiller Heyeti/Bakanlar Kurulu)" bir üyesi oldu.
  • 1868 yılında padişah Abdülaziz döneminde Meclis-i Vâlây-ı Ahkâm-ı Adliye ikiye ayrılarak Danıştay işlevini yapmak üzere Şura-yı Devlet, Yargıtay işlevini yapmak üzere ise Divan-ı Ahkâmı Adliye adıyla iki kuruma ayrılmış, böylelikle, yargı ve yasama birbirinden ayrılmıştır. Bu iki yargı organından Şura'yı Devlet'e hem kanun tasarılarını hazırlama hem de idari uyuşmazlıklara çözüm getirme şeklinde hem "kanun tasarı hazırlama" hem "yargı" görevi olarak iki görev verilmiştir. Divan­-ı Ahkâm­-ı Adliye'ye ise yalnızca "yargı" görevi verilmiştir.
  • 3 Ekim 1872’de Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye Temyîz-i Hukuk Dairesi başkanı olmuştur. Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa’nın sadrazamlığa getirilmesiyle sadâret müsteşarlığına tayin edildiyse de 8 Mayıs 1873’te azledilmiştir. İki yıldan fazla süren mâzuliyetinin ardından 1 Ocak 1876’da Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye mehâkimi müfettişliğine, 10 Mayıs 1876’da Temyiz Mahkemesi üyeliğine getirilmiştir. Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa’nın beşinci defa sadrazam olması üzerine 4 Haziran 1876’da Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye’ye bağlı Muhâkemat Dairesi reisi, 16 Ekim 1876’da Defter-i Hâkānî nâzırı olmuştur.

  • 24 Mart 1838’de kurulmuş Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye'nin Abdülaziz döneminde 6 Mart 1868’de çıkan bir iradeyle Şûrâ-yı Devlet ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye olmak üzere ikiye ayrıldı. Kanun ve nizamnâmeler yapmakla görevli Şûrâ-yı Devlet’in başkanlığına Midhat Paşa, yüksek bir temyiz mahkemesi olarak görev yapacak olan Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye’nin başkanlığına da Ahmed Cevdet Paşa getirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin sonuna kadar varlığını devam ettiren bu iki kurumdan Şûrâ-yı Devlet Danıştay’ın ve Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye Yargıtay’ın temelini oluşturmuştur.
  • II. Mahmut tarafından 1837 yılında Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye adında ve günümüz Danıştay’ı ile Yargıtay’ının temelleri olan bir yüksek mahkeme kurulmuş; daha sonra 1868 yılında Sultan Abdülaziz döneminde Meclis-i Ahkâm-ı Adliye ikiye ayrılarak Şura-i Devlet adıyla Danıştay ve Meclis-i Ahkâm-ı Adliye adıyla Yargıtay kurulmuş; böylelikle, yargı ve yürütme birbirinden ayrılmıştır. Bu iki yargı organından Şûrâ-i Devlet'e hem kanun tasarılarını hazırlama, hem de idarî uyuşmazlıklara çözüm getirme şeklinde hem "kanun tasarı hazırlama", hem "yargı" görevi olarak iki görev verilmişken Divân-­ı Ahkâm-­ı Adliye'ye ise yalnızca "yargı" görevi verilmiştir.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!