Advertisement
 Translation for 'bağışlamak' from Turkish to English
VERB   bağışlamak | bağışlıyor | bağışladı
bağışlar | bağışlamaz
bağışlamakto forgive
1 translation
To translate another word just start typing!

Translation for 'bağışlamak' from Turkish to English

bağışlamak
to forgive
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • Evin satışı, satın alındığı Temmuz 1950'ye kadar gerçekleşmedi, tüm mobilyalar ile birlikte, restorasyon çalışması tamamlandıktan sonra tarihi topluma bağışlamak amacıyla Kohler Vakfı tarafından 17.000 $ karşılığında restore edildikten sonra tamamlandı.
  • Mayıs 2019'da Bezos, servetinin en az yarısını hayırsever yerlere bağışlamak için The Giving Pledge ile anlaşmıştır.
  • İlk sezonda takımlar, kendi seçtikleri hayır kurumuna bağışlamak üzere 100.000 $ kazanmak için yarıştı.
  • Cumhuriyetin ilanından sonra bu yapıyı yeni kurulan devlete bağışlamak istediği fakat resmi yazışmalarda "Bebekli Emine Hanım" olarak anılıp "Paşa" unvanının kullanılmasına izin verilmediği için vazgeçip konsolosluk olarak kullanılmak şartıyla Mısır hükümetine bağışlamıştır.
  • Artaşerhas arkadaşı olan Arbaces'e olan haayt kurtarma minnettarlığını açıkça ilan etmek için elinde tuttuğu kutsal kasedeki iksiri içme şerefini ona bağışlamak ister.

  • Kral Joffrey Baratheon'ın (Jack Gleeson) isim gününde düzenlenen dövüşlerde esir olarak tutulan Sansa Stark (Sophie Turner), Sör Dontos Hollard'ın hayatını bağışlamak için Joffrey'i ikna eder ve onu soytarısı yapar.
  • Burada Darko’ya yaptıklarının bedelini ödetmek ya da onu bağışlamak Niko'nun seçimine kalmıştır.
  • BSO aynı zamanda 1999 yılında meydana gelen depremde yaşamını kaybedenler anısına, gelirini zor durumdaki çocuklara bağışlamak üzere yayımladığı iki albümü ve UNICEF yararına verdiği konserler dolayısıyla 2009 yılında "UNICEF iyi niyet elçisi" ilan edilmiştir.
  • Konserleri sayesinde, küçük yaşta ayrıldığı ülkesi Macaristan’daki sel felaketinde hayatını kaybedenlere bağışlamak üzere büyük bir gelir elde etti ve Bonn’da yapılması planlanan Beethoven anıtının maliyetini üstlendi.
  • Yanıkyan 77 yaşındayken, elinde Abdülhamid döneminden kalma bir tablo olduğunu ve bunu Türkiye'ye bağışlamak istediğini Türk konsolosluğuna bildirerek yetkilileri Santa Barbara'da kaldığı otele davet etmiştir.

  • Bunun üzerine 1890 yılında, Claude Monet tabloyu Suzanne Manet'den satın alıp Louvre Müzesi'ne bağışlamak için bir kampanya başlattı.
  • Justinianus'un Hipatius'un hayatını bağışlamak istediği bildirildi, ancak karısı Theodora, cezanın yerine getirildiğini görmek için ona galip geldi ve gönülsüz gaspçı idam edildi.
  • Lu lu lu adındaki şarkısını daima söyler ve bir bölümde Kanada'ya para bağışlamak üzere Samwell adlı internet ünlüsü sanatçının What What (In the Butt) adlı şarkısına kendince klip çekerek YouTube'da paylaşmıştır.
  • Herkes kendi malından feragat edip topluluğa bağışlarken, Hananya ve Safira gizli olarak anlaşıp mallarını bağışlamak istememiştir.
  • Temuçin’de senin hayatını bağışlamak istediğim hâlde bunu kabul etmiyorsun öyleyse seni kendi arzuna göre kanını akıtmadan öldürteceğim dedi ve onun(boyun) kemikleri kırılarak öldürülmesini emretti.

  • ile konser gelirinin tamamını Doctors Without Borders'a bağışlamak üzerine bracelet [...] üretmek için partner olmuştur.
  • Ailesi organlarını bağışlamak istedi; ancak otopsi nedeniyle kullanılamayacak hale gelen organlar nedeniyle bu istek gerçekleşmedi.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!