dict.cc
dict.cc
EN/TR
⇄
Translation
English / Turkish
⇄
×
äöüß...
Recent Searches
Shuffle
Quiz Game
Trainer
Login
Turkish - English
✔
More Languages ...
Dark Mode
Use Desktop Website
Legal Information
Old Version
Dark Mode
Recent Searches
Shuffle
Quiz
Trainer
Login
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
«
previous
|
next page
»
Page 1 of 2 for the letter
E
in the Turkish-English dictionary
⇄
«
⇄
»
Page 1/2 for
E
e hali
dative
dil
ebediyen
forever
<4E>
ebediyet
eternity
ebemkuşağı
rainbow
meteo.
ebeveyn
parents
{pl}
ecnebi
foreigner
eczane
pharmacy
edebiyat
literature
edeb.
edep
civility
edinmek
to get
to receive
Efendim?
I beg your pardon?
Pardon?
efsane
legend
eğe
file
alet
Ege Denizi
Aegean Sea
coğr.
eğer
if
when
eğer ... olmazsa
unless
eğilim göstermek
to tend to
eğilimi olmak
to tend to
eğitim
study
eğlence
entertainment
eğlendirmek
to entertain
egoist
selfish
Ejder Yürek
Dragonheart
[Rob Cohen]
film
F
ekim
<eki., ek., e.>
October
<Oct.>
ekin kargası
[Corvus frugilegus]
rook
orn.
T
ekin yelvesi
[Emberiza calandra, syn.: Miliaria calandra]
corn bunting
orn.
T
eklemek
to add
ekmek
bread
ekoloji
ecology
bilim
çevre
ekran
screen
eksponansiyel
exponential
mate.
el feneri
flashlight
torch
[Br.]
el lambası
flashlight
el sallamak
to wave
elastik
elastic
elbette
certainly
of course
elbise
clothes
elbise kolu
sleeve
elde etmek
to get
to receive
eldiven
glove
eldivenler
{pl}
gloves
ele verme
betrayal
elektrik düğmesi
light switch
elektrik fişi
plug
elektrik traş makinası
electric razor
elektrot
electrode
müh.
elemanlar
{pl}
labour
[Br.]
eli açık
generous
[liberal, lavish]
elli
fifty
elma
apple
[Malus domestica]
elma suyu
apple juice
elmalı pasta
apple pie
gastr.
emin
certain
confident
sure
en azından
at least
en büyük
largest
en son
last
en sonunda
eventually
endişe
anxiety
concern
endişelenmek
to worry
endişeli
anxious
engelli insan
disabled person
enişte
brother-in-law
uncle
[related by marriage]
ensiz
narrow
enteresan
interesting
entoksikasyon
intoxication
epilasyon
epilation
kozm.
ergin
adult
erguvani balıkçıl
[Ardea purpurea]
purple heron
orn.
T
erik
plum
eril
male
erişkin
adult
erkek
male
man
erkek arkadaş
boyfriend
erkek çocuklar
boys
erkek tuvaleti
men's restroom
[Am.]
erkek yeğen
nephew
erkekler
men
erken
early
ertelemek
adjourn
to postpone
eş
spouse
eş
[kadın]
wife
eşek
donkey
eşevreli
coherent
fizik
eşey
gender
biyol.
sos.
esintili
windy
eski
ancient
old
eski zamandan kalma
ancient
«
⇄
»
Page 1/2 for
E
dil
e hali
dative
ebediyen
forever
<4E>
ebediyet
eternity
meteo.
ebemkuşağı
rainbow
ebeveyn
parents
{pl}
ecnebi
foreigner
eczane
pharmacy
edeb.
edebiyat
literature
edep
civility
edinmek
to get
edinmek
to receive
Efendim?
I beg your pardon?
Efendim?
Pardon?
efsane
legend
alet
eğe
file
coğr.
Ege Denizi
Aegean Sea
eğer
if
eğer
when
eğer ... olmazsa
unless
eğilim göstermek
to tend to
eğilimi olmak
to tend to
eğitim
study
eğlence
entertainment
eğlendirmek
to entertain
egoist
selfish
film
F
Ejder Yürek
Dragonheart
[Rob Cohen]
ekim
<eki., ek., e.>
October
<Oct.>
orn.
T
ekin kargası
[Corvus frugilegus]
rook
orn.
T
ekin yelvesi
[Emberiza calandra, syn.: Miliaria calandra]
corn bunting
eklemek
to add
ekmek
bread
bilim
çevre
ekoloji
ecology
ekran
screen
mate.
eksponansiyel
exponential
el feneri
flashlight
el feneri
torch
[Br.]
el lambası
flashlight
el sallamak
to wave
elastik
elastic
elbette
certainly
elbette
of course
elbise
clothes
elbise kolu
sleeve
elde etmek
to get
elde etmek
to receive
eldiven
glove
eldivenler
{pl}
gloves
ele verme
betrayal
elektrik düğmesi
light switch
elektrik fişi
plug
elektrik traş makinası
electric razor
müh.
elektrot
electrode
elemanlar
{pl}
labour
[Br.]
eli açık
generous
[liberal, lavish]
elli
fifty
elma
apple
[Malus domestica]
elma suyu
apple juice
gastr.
elmalı pasta
apple pie
emin
certain
emin
confident
emin
sure
en azından
at least
en büyük
largest
en son
last
en sonunda
eventually
endişe
anxiety
endişe
concern
endişelenmek
to worry
endişeli
anxious
engelli insan
disabled person
enişte
brother-in-law
enişte
uncle
[related by marriage]
ensiz
narrow
enteresan
interesting
entoksikasyon
intoxication
kozm.
epilasyon
epilation
ergin
adult
orn.
T
erguvani balıkçıl
[Ardea purpurea]
purple heron
erik
plum
eril
male
erişkin
adult
erkek
male
erkek
man
erkek arkadaş
boyfriend
erkek çocuklar
boys
erkek tuvaleti
men's restroom
[Am.]
erkek yeğen
nephew
erkekler
men
erken
early
ertelemek
adjourn
ertelemek
to postpone
eş
spouse
eş
[kadın]
wife
eşek
donkey
fizik
eşevreli
coherent
biyol.
sos.
eşey
gender
esintili
windy
eski
ancient
eski
old
eski zamandan kalma
ancient
«
previous
|
next page
»
Page 1 of 2 for the letter
E
in the Turkish-English dictionary
⇄
To translate another word just start typing!
Legal Information
© dict.cc 2024