Advertisement
 Translation for 'eğilimi olmak' from Turkish to English
eğilimi olmakto tend to
Partial Matches
olmakto become
olmakto be
2
olmakto happen
tekrar olmakto recur
demek olmakto mean
hemfikir olmakto agree
teslim olmakto give up [surrender, relinquish]
yeterli olmakto do [suffice]
kıskanç olmakto be jealous
unverified hazır olmakto be done
unverified yeterli olmak {v}to suffice
farkında olmakto be aware of
şüphesi olmakto doubt
yok olmakto disappear
mecbur olmakto have to
ihtiyacı olmakto need
adı olmakto be called
sahip olmakto own
hayran olmakto admire
haberi olmakto know
21 translations
To translate another word just start typing!

Usage Examples Turkish
  • İtalya'daki Radikal Parti ve Almanya'daki Yeşiller deneyimlerinden esinlenen Radikal Demokratik Birlik, çevreciler, eşcinseller, feministler, anti-militaristler ve ateistler olmak üzere beş eğilimi bir araya getirmeyi amaçlıyordu.
  • Cumhuriyet'in kurulması ile birlikte mahalle nüfusu yeniden artış göstermeye başlamış, lakin Kızılcahamam'ın merkez olarak belirlenmesinin ardından Köy nüfusu başta Ankara olmak üzere çevre yerleşim birimlerine göç etme eğilimi göstermiştir.
  • Belirgin bir şekilde bir gençlik şiiri olan şiir aynı zamanda Poe'nun yaşamı boyunca kullanacağı, özeleştiri eğilimi ve mükemmellik için devam eden çabaları da dahil olmak üzere çeşitli temaları içerir.
  • Tüm dünyada insanlar kendilerini belirli tanımlamalar ve kategoriler içerisinde sınıflandırma eğilimi içerisindedirler.
  • Çin bu durumda oldukça dikkatli ilerlemekte ABD'nin başını çektiği hegemonya modeli çatırdamaya başlarken 2017 yıllarının yayınlanan "ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi "belgesi ABD'nin Çin'i kuşatmaya yönelik eğilimi ile ilgili ciddi ipuçları veriyor.

  • Onun hipotezine göre bütün modern diller nihai bir dile (komünist halkın diline) evrilme eğilimi göstermekteydiler.
  • yüzyıldaki Palladyan mimarlar ise bu kısımları binanın bir parçası olarak dahil etme eğilimi gösterdi.
  • Büyük değişmeler gösteren, çok güçlü bir duygusal bağımlılık, teşhirciliğe ve mitomaniye ("hastalık derecesinde yalan söyleme eğilimi") açık bir eğilimle kendini belli eden histerik bir kişilikten söz edilebilir.
  • Bu tür bir yüzeyin çarpılma eğilimi olmasına rağmen, birkaç ahşap parçasından yapılan pano karmaşık ve oldukça pahalı bir işlemle terbiye edilir ve hazırlanırdı.
  • Mahalle sayısı da aynı eğilimi betimliyor: 1529 yılında 5 Müslüman, 13 Hristiyan mahallesi varken 1569'da 13 Müslüman 6 Hristiyan mahallesi oluyor.

  • Ara lavlar, fenokristal oluşturma eğilimi göstermektedirler.
  • Bu bağlamda son birkaç yılda azalma eğilimi göstermesine rağmen, 31 Mart 2013 tarihi itiba riyle, BIS'in portföyünde 212 milyar SDR sermaye bulunmaktadır.
  • Olguların bir bölümünde yaygın trombus oluşumu (dissemine intravasküler koagülasyon-DIC) nedeniyle fibrinojenin tüketilmesine bağlı güçlü kanama eğilimi ortaya çıkar.
  • Bu modeller, dünyanın gelecekteki ortalama sıcaklık konusunda gösterdiği eğilimi tahmin etmekte kullanılır.
  • Sorokin'e göre yatay hareketliliğin artış eğilimi gösterdiği ilk dönem on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısıdır.

  • 1969'da Boucher ve Osgood tarafından ruh bilimsel kaynakta "Polyanna" adının erken kullanımı, Polyanna varsayımını iletişimde olumsuz kelimelerden daha sık ve farklı bir şekilde olumlu sözcükler kullanma eğilimi olarak tanımladı.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!