Advertisement
 Translation for 'hayret' from Turkish to English
hayret {noun}surprise
1 translation
To translate another word just start typing!

Translation for 'hayret' from Turkish to English

hayret {noun}
surprise
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • Teşkilatlar devletin zaten ciddi olan insani halini göz önünde bulundurarak bu hayret edici haberi "yıkıcı bir darbe" ve "kabus senaryosu" olarak ifade etti.
  • Pirinçten yapılmış tek parça, ek yerleri olmayan, üzerine Arapça ve Sanskritçe yazılarla gök cisimlerinin resimli temsilleri işlenmiş dev gökküreyi üreterek hem mühendislik hem de metalürji açısından hayret verici bir başarı göstermiştir.
  • Şagaan Arıg yakınında ise yüksek ve tek bir dağ görünümünde dikkat çekici, hayret verici Hayırakan dağı görülür.
  • "Neticede, file gözüne ilişti ve tamamen İngiliz siciminden imal edilmiş bu voleybol aracına, bir hamlede parça parça etti yüzlerce seyircinin hayret bakışları önünde...
  • Resmi Katolik görevlileri ve papalık sözcüsü Federico Lombardi, cinayetin ardından hayret ve üzüntü içinde olduklarını bildirdi.

  • yüzyılda yavaşça gelişen "baekja" porselen eşyaları barışın yeni sırları, daha iyi killeri ve farklı balçıkların hayret verici beyaz varyasyonlarını teşvik etmesiyle ile arkadan ana üründü.
  • Ancak bu varılan sonuç hayret verici de olmalıdır.
  • Genetik soybilim halklar arasında hayret verici bağlantılar ortaya çıkarmıştır. Örneğin, eski Fenikelilerin günümüz Malta adası topluluğunun atası olduğunu göstermiştir.
  • Bunu haber alan ve hayret verici bir hızla davranan “Qi Aile Ordusu”, Taizhou bölgesinde Japon korsanlarla arasında meydana gelen 9 çarpışmada düşman askeri birliklerini tamamen yok ettti.
  • Riemann okulda öğretmenlerini hayret içinde bırakıyordu.

  • Kaliforniya Bilim Akademisinden Galen Rathburn ve Trente Doğa Tarihi Müzesinden İtalyan Francesco Rovero, Udzungwa Dağı Millî Parkında yaşayan, küçük bir tavşan büyüklüğünde, yaklaşık 700 gram ağırlığındaki bu memeli hayvanın, böcekçil familyasına göre hayret verecek kadar büyük olduğunu belirttiler.
  • Ona hayret verici gelen, çocukların dil öğrenme hızıdır.
  • (İngilizce hayret ünlemi, "vay be!") yazdı. Bu ünlem, daha sonra sinyalin adı haline geldi.
  • Aralık 2006 'da "Ciudad de pamplona" turnuvasını kuvvetli bir şekilde kazandı.7 oyunun altısını kazanarak ve ELO performansını 2951 ile hayret ettirerek.
  • Hipnoz uykusu sırasında hastalara koyduğu teşhisler o kadar isabetliydi ki buna hayret eden doktorlar aslında kendisininde doktor olduğunu fakat bu yola saptığını söylüyorlardı.

  • Atlas Okyanusu'na sadece 150 mil (240 km) uzaklıktayken denize değil de kıtanın içine Sahra Çölü'ne doğru yönelip oradan da keskin bir dönüşle tekrar okyanusa dönmesi tüm dünyada coğrafyacılara hayret vermektedir.
  • Köylülerde şehir yaşantısına ait alışkanlıkların ortadan kalktığını gözledi ve duyduğu hayret, onu kültür değişimleri üzerine çalışmaya sevk etti.
  • Bu "tür" geçişi Quentin Tarantino'nun senaryonun akışına hakim oluşu ve Rodiriguez'in sinemasal yeteneğini konuşturması ile hayret ve takdir ile izliyoruz.
  • Ancak metnin Arapça baskılarının hayret verecek derecede yanlış basılmış olduğu ortaya çıkmıştır.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!