Advertisement
 Translation for 'kaldırmak' from Turkish to English
VERB   kaldırmak | kaldırıyor | kaldırdı
kaldırır | kaldırmaz
unverified kaldırmakto pick up
kaldırmakto take off [to remove]
2 translations
To translate another word just start typing!

Translation for 'kaldırmak' from Turkish to English

kaldırmak
unverified to pick up

to take off [to remove]
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • Vücutta yapılan hareketlerin çoğunun karşılığı vardır. örneğin bir bacağımızı kaldırmak için hareket ederken, tam tersi yönde kas hareketleri diğer tarafta izlendir.
  • Yeni kanunlar 1542'de kabul edilmiş, Bu kanunlarla Encomienda sisteminin en bariz suistimallerini yasaklamak ve sonunda sistemi tamamen ortadan kaldırmak istemişlerdir.
  • Bu kuvvet 80 kg ağırlığında bir kütleyi havaya kaldırmak için gerekli olan kuvvete eşittir.
  • 1966'da Kral Hüseyin, güvenlik servislerini Ürdün'deki SSMP'yi ortadan kaldırmak için harekete geçirdi. Parti Filistin halkı arasında aktifti.
  • Şiddeti ortadan kaldırmak ya da azaltmak, risk hafifletici önlemlerin temel amacıdır. Fakat bu çoğu zaman mümkün olmaz.

  • Enerjinin küçük bir kısmı olmasına rağmen, elektronik parçalardan ve mikroçiplerden kaynaklanan atık ısıyı ortadan kaldırmak mühendisliğin önemli uğraşlarından biridir.
  • Hristiyan kaynaklar Âdem-Havva ikilisinin günahından tüm insanları sorumlu tutarlar. İsa'nın bu günahı kaldırmak için geldiğine inanırlar.
  • Yükü kaldırmak için yüke eşit bir kuvvet kullanılır.
  • Oligarşiler ayrıca toplumun dörde ayrılan yapısını ortadan kaldırmak için çaba göstermiştir.
  • Elektro pnömatik bu dez avantajı ortadan kaldırmak amacıyla tasarlanmış bir sistemdir.

  • Kaldırım sözcüğü Türkçedeki kaldırmak fiilinden türemiştir. Tretuvar ise Fransızca "trottoir"dan Türkçeye girmiştir.
  • Forklift, ağır yükleri çatalları aracılığıyla kaldırmak ve özellikle bir araca ya da rafa yüklemek için kullanılan bir çeşit iş makinesidir.
  • Solon Anayasası, kendinden önce gelen Drakon yasalarının toplumsal sorunları çözmek bir yana, ağırlaştıran niteliğini ortadan kaldırmak için hazırlandı.
  • Solculuk, var olan sosyal hiyerarşiyi kaldırmak isteyen ve zenginliğin eşit dağılımını destekleyen politik hareketlere karşılık gelen terimdir.
  • 1945 sonbaharında kent yetkilileri molozları kaldırmak ve geri dönüştürmek için yıkıntıları kaldırmak ve geri dönüştürmekle görevli, kar amacı gütmeyen Trümmerverwertungsgesellschaft'ı kurdu.

  • Marie Thérèse krallığındaki batıl inançları ortadan kaldırmak istiyordu ve cadıları ve kara büyüyü ortadan kaldırmak onun öncelikleri arasında yer almıyordu.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!