Advertisement
 Translation for 'masum' from Turkish to English
masum {adj}innocent
1 translation
To translate another word just start typing!

Translation for 'masum' from Turkish to English

masum {adj}
innocent
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • 23 yıl önce 1991'de beş arkadaş yazı beraber geçirirler. İçlerinden utangaç ve masum olan Beom-sil, Soo-ok'a aşık olur.
  • Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Berkin Elvan'a hakaret seansları düzenleyip kutuplaşmayı azdıranlar, kaybolan masum canların bedelini ödemelidir." dedi.
  • Uzun: Huysuz'un arkadaşıdır. Yemeği çok sever. Huysuz'un aksine oldukça saf ve masum bir karaktere sahiptir. Uzun boyludur.
  • Horlama her zaman masum olmayabilir. Uykuda apne (nefes kesilmesi) ile beraber görülürse yaşamı tehdit edecek sonuçları olabilir.
  • Şeriat açısından: Bu olay sebebiyle şeriat kanunlarında bilinen 5 adet had cezasından birisi olan masum kadınlara zina isnat etme cezası şeriat kanunları arasına girmiştir.

  • Klasik rabinik edebiyatta, Aşer'in, Reuben ile Bilha'nın ensest ilişkişini kardeşlerine anlattığı ve bu sebeple Aşer ile iftira attığını düşünen kardeşlerinin arası bozulduğunu fakat Reuven'in olayı itiraf etmesiyle Aşer'in masum olduğunun anlaşıldığı anlatılır.
  • Yalnız dansöz olarak çıktığı sahnelerdeki figürleriyle değil, esas oğlanla masum kızı birbirinden ayıran filmlerdeki vamp kadın tipiyle de ünlüydü.
  • Menezes gibi masum ve silahsız insanların İngiltere’de öldürülmesi sürmüştür.
  • Lee ayrıca şarkıda bahsettiği "zayıf, tatlı, masum şey"in kendisi olduğunu söylüyor ve bu şarkıyı kendine söyleyerek kendini uyanması gerektiğine dair uyarıyor.
  • Lucy'nin kişiliği bölününce ortaya çıkan ve dizideki en saf, en masum karakterlerden biri. Kouta'ya Lucy gibi aşıktır. Vektörlerini kullanmayı bilmez.

  • Junie B. Jones aslında masum ve sevimli olmaktan çok anaokulunda okuyan bencil ve çokbilmiş bir kızdır.
  • Daha sonra, 31 Ocak 1957'de Tuhaçevski ve ortak sanıkları tüm suçlamalardan masum ilan edildi.
  • Hem savcı hem de cinayet davasındaki savunma, Price'ın bölgeden geçen masum bir kurban olduğu konusunda hemfikirdi.
  • Sonuç olarak, geniş spam filtrelemesi, masum ifadeleri etkileyen yanlış pozitiflere neden olabilir.
  • AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "masum insanlara yönelik menfur saldırı karşısında şok olduğunu" ifade etti.

  • Müze, "komünist rejim boyunca gözetlenmiş, tutuklanmış, kovuşturulmuş, mahkûm edilmiş ve infaz edilmiş masum insanlara" adanmıştır.
  • Bong Joon-ho, kendisinin çalışmalarını "büyülü gerçekçilik ve yeni gerçekçiliğin bir karışımı, masum karakterlerin yozlaşmış devlere karşı mücadele etmesi" olarak nitelendirmiştir.
  • Dacia'lı Petrus, Christina'yı bir iman şehidi, şeytani saldırıların masum bir kurbanı, iblisler tarafından korkunç ve açıkça işkence gören bir kişi olarak tanımlamıştır.
  • Yiya bu dönemde neredeyse unutulmuştu. Masum olduğu konusunda ısrar ediyordu ve bunun sonucunda da cezası düşürüldü ve 16 yıl hapis cezası aldı.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!