Advertisement
 Translation for 'mesut' from Turkish to English
mesut {adj}happy
1 translation
To translate another word just start typing!

Translation for 'mesut' from Turkish to English

mesut {adj}
happy
Advertisement
Usage Examples Turkish
  • Bazı versiyonlarda hikâye, üvey annenin ve üvey kız kardeşlerinin ölümü ile sona erer ve Vasilisa babasıyla mutlu mesut yaşar.
  • Halbuki bu opera eserinin Avrupa operaevlerindeki yapımlanıp temsilleri için yeni bir versiyon ortaya çıkartılmış ve bu yeni versiyonda opera "mesut-sonuç (happy-ending)" ile sona ermektedir.
  • Faust genç Röschen'le evlenip birlikte asude mesut bir hayat yaşamak istemektedir.
  • Bir seri aldatıcı maceradan sonra ikisi de birbiriyle anlaşıp kıskançlıklarını geriye bırakırlar ve mesut bir evlilik hayatına başlarlar.
  • Bunun için bu oyun mesut sonuçla bitecektir. Macheath'in suçları devletçe af edilmiştir.

  • Theseus sevgililerin koruda olan maceralarını dinledikten sonra Juno bir düğün kasidesi söylemeye başlar "Thrice happy lovers (Üç katlı mesut aşıklaɾ)".
  • Hem babasının intikamına aldığı hem de annesini kurtardığı için Sesto çok mesut olmuştur.
  • Bu olaydan sonra bu iki ırk, barış içinde mutlu mesut yaşamaya başladılar.
  • İki genç rüyalarının gerçekleşmesi ve ne kadar mesut oldukları hakkında bir şarkıyı söylemeye koyulurlar.
  • Fakir evinde annesiyle mutlu mesut bir hayat süren İmdat (Okan Bayülgen), bir temizlik şirketinde cam silicisi olarak çalışmaktadır.

  • Son nefesinde Posa Carlos'a Elisabeth'in ertesi gün kendisiyle buluşmak için Saint-Just'e geleceğini ve eğer arkadaşı Flandra'yı kurtarmayı başarıp daha mutlu bir İspanya ülkesi üzerinde hükümdar olursa mesut olarak öleceğini bildirir.
  • Operet böylece herkesin çok neşeli ve mesut olması ile sonuç bulur.
  • Bundan sonra Kral ve Kraliçe ilişkileri bir ideal olarak daima kutsal aile bağları ile birbirlerine yakından bağlı iki mesut çift haline geçtiği ve bu mesut çiftin evliliği tüm İngiltere'ye mesut evlilik için bir model olarak görüldüğü kabul edilmektedir.
  • Oyun bir Prolog ile açılır ve hüviyeti verilmeyen bir kişi seyircilere hitap ederek bu oyunun bir ciddi eser olduğunu ve seyircilerin "şehrin başta gelen ve en mesut seyircileri" olduğunu ve "oyuncuların ellerinden geldiği kadar onları kederli yapmaya çalışacaklarını" söyler.
  • Bir kadeh şarap ve öğrencileriyle bir masa başında oturmak onu mesut ediyor ve gençleşiyordu.

  • Böylece tüm aile bir araya gelir ve mutlu mesut yaşarlar.
  • Oyun bir mesut sonuca varmak üzere iken, Don John'un yakalandığı haberi bir haberci tarafından ilan edilir.
  • Bunu duyan Semiramise eski mesut havasına biraz olsun girer; Assur ise bir bedbinlikle artık kendinin ne olacağının kaderine kaldığına kendine inandırır.
  • Egdardo kendi kamasını kendi göğsüne saplar; mesut olarak ölmektedir çünkü Lucia ile öbür dünyada tekrar birlikte olacağına inanmaktadır.
Advertisement
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!