Translation for '
oynamak' from Turkish to English
| VERB | oynamak | oynuyor | oynadı oynar | oynamaz |
VERB infinitive | pres. cont | past definite
aorist | aorist negative
3 translations
To translate another word just start typing!
Usage Examples Turkish
See more ...
- "Azerisport.com" ile bir Ağustos 2016 röportajında Azerbaycan millî takımında oynamak istediğini söyledi.
- Klasik oyunlarını oynamak için ücretsiz ve açık kaynaklı emülatör PCSX'in ReARMed şubesini kullanır.
- Hobileri golf oynamak ve balık tutmaktır.
- Yeliz, daha sonra Byåsen Trondheim takımında oynamak için Norveç Ligine transfer oldu, orada bir tam sezon oynadı.
- Android TV tüketicilere müzik çalmak için ayarlanmış bir HDTV kullanmasına, Internet hizmetleri ya da yerel ağdan kaynaklanan video izlemek ve oyun oynamak (Emulators (Öykünücü)ve Android Oyunları) olanağı sağlar.
- Ödüle aday olan futbolcular 21 yaşın altında ve Avrupa'da üst düzey oynamak zorundadır.
- Moss yaz liginde vasat bir performans sergiledi ve NBA'de oynamak için seçilemedi.
- Başlangıçta, Katniss Everdeen'i oynamak için seçmelere katılmıştı ancak o sırada on beş yaşındaydı ve rolü oynamak için çok gençti, Clove için seçmelere geri çağrıldı ve başarılı bir şekilde rol aldı.
- Filipe babası Moisés Kasmirski sayesinde, Polonya millî takımında oynamak için hak kazandı.
- 30 Ocak 2008 tarihinde PAOK Selanik'le altı aylığına kiralık oynamak için sözleşme imzaladı.
- Mezun olduktan sonra, profesyonel basketbol oynamak için Venezuela'ya taşındı.
- Bir multiplayer oyunu, sunucu olarak çalışan bilgisayarda oynamak için, bu IP adresi kullanılır.
- Başlangıçta, Anelka BAE'nde oynamak için Avrupa'da futbol oynamayı bırakmayı kabul ederek: "Ben burada kalmak ve BAE'nde bir kulüp'de oynamak için hazırım ve İngiltere ya da Fransa'ya dönmek için istekli değilim" ifadesini kullanmıştır Ancak, bu isteği o dönem gerçekleşmemiş ve onun yerine Türkiye'ye taşınmıştır.
- Bunun nedeni Şener Şen'in artık uyanık kaba kötü kalpli adam rollerinde oynamak istememesi idi.
- Tek başına oynamak zevkli ama arkadaşlarla beraber oynamak da ayrı bir zevkli."
- 1999 yazında Clash takımında oynamak için Amerika Birleşik Devletleri'ne döndü, ancak Almanya'nın üçüncü liginde oynamak için Avrupa'ya dönene kadar Clash ile sözleşme imzalamadı.
- Gibson, William Wallace rolünü oynamak için yaşlı olduğunu düşündüğünden bu rolü Jason Patric’in oynamasını istemiştir.
- Bir oyun takım başına sadece üç kişi gerektirdiğinden, oyunu oynamak oldukça kolaydır.
- Eğer Japon kuralları kullanılıyorsa, bu noktalara oynamak skoru doğrudan etkilemez; ancak dameleri "doldurmak" rakibi kendi alanı içinde oynamaya zorlayarak dolaylı olarak puan kazanılmasını sağlayabilir.
© dict.cc Turkish-English dictionary 2024
Contains translations by TU Chemnitz and Mr Honey's Business Dictionary (German-English only).
Links to this dictionary or to individual translations are very welcome!